The 100
Kitabın Yazarı: Kass Morgan
Kitabın Kapağı:
Kitabın Yayınevi: GO! Kitap
Kitabın Sayfa Sayısı: 297 Sayfa
Kitabın Fiyatı: 11,05 tl (indirimli fiyatı)
Kitabın Basım Yılı: İstanbul, 2014
Kitabın Arka Kapağı:
İNSANLIĞIN GELECEĞİ ONLARIN ELİNDE
Yaşanan nükleer felaket Dünya'nın sonunu getirmiş, bu büyük felaketten sağ kurtulan insanlar 300 yıl boyunca Dünya'nın yörüngesindeki bir uzay gemisinde varlıklarını sürdürmüştür.
Tükenmeye yüz tutan kaynaklarla koloniyi ayakta tutmaya çalışan yöneticiler, nüfusu kontrol altında tutmak için en sert tedbirleri almakta, hafif suçlar için bile idam cezası uygulanmaktadır. Öyle ki çocuk suçlular on sekiz yaşına geldiklerinde idam edilmektedir. Ama ölümlerini bekleyen bu gençlerin artık çok önemli bir görevleri vardır. Gözden çıkarılmış genç suçlulardan oluşan 100 kişilik bir ekip, geçen zaman içinde yerleşime hazır hale gelip gelmediğini test etmek için Dünya'ya gönderilecektir.
Koloninin geleceği, onların elindedir. Bu onlar için ya ikinci bir şans ya da bir intihar görevi olacaktır. 100 ekibi farklılıklarını, geçmiş hesaplaşmalarını bir kenara bırakıp birleşmeli ve bilinmezlerle dolu Dünya'da hayatta kalmaya çalışmalıdır
Ama ihanetler, sırlar, henüz bitmemiş ve yeni başlayan aşklar bir bir gün yüzüne çıktıkça bir arada kalmaları gittikçe zorlaşacaktır.
Kitap Hakkında Yorumum: Merhaba, arkadaşlar! Yeni bir kitap yorumuyla karşınızdayım... Gerek okulumda ki sınavlardan dolayı olsun gerekse zaman ve koşulların uygun olmamasından olsun yeni kitap yorumu ekleme imkanım olmadı. Ama şimdi finaller sona erdiği ve vermem gereken ödevleri teslim ettiğimden dolayı artık canım blog'umla ilgilenme fırsatı bulmuş bulunuyorum. Bu süre zarfında çok fazla kitap okudum ve hepsiyle ilgili belli başlı düşünceleri aklıma yazdım. Uzun bir aradan sonra ise ilk yorumumu "The 100" ile yapmak istedim.
"The 100", Kass Morgan'ın yazdığı serinin ilk kitabı. Serinin kaç kitaptan oluştuğunu tam olarak bilmiyorum ama şu an elimde birincisiyle ikincisi bulunmakta ve üçüncüsünün de yakında çıkacağını tahmin ediyorum. Aynı zamanda serinin şu anda dizisi çekilmekte, meraklıları seyredebilirler. Şahsen ben seyretmedim ama anladığım kadarıyla kitaptan biraz farklı bir gidişatı var gibi.
Kitabın kapağı ile söyleyebileceğim pek fazla bir şey yok ama kapaktaki "The 100" yazısına baktığımızda , ilk gördüğümde, kitapta mekanik bir düzen bekledim. Biraz aksiyon, heyecan, adrenalin... Yani, en azından kitaptakileri okurken bu karakterlerden bu duyguların yansımasını bekledim. Ama pek umduğumu bulamadım. Kitabı alanlar bilir , burada zaten fotoğrafını paylaşacağım, cilt biraz farklı olmuş. Bu kitabın sayfalarını koruma açısından güzel ama aynı zamanda okurken biraz sıkıntı oluyor. Birinden birini seçmem gerekse ben sayfaları korumayı seçerim, bu yüzden benim için sorun olmadı.
Kitabın konusuna gelecek olursak da, okurken bana biraz "Lost" dizisini hatırlattı. Okurken aklımda canlanan görüntü biraz ona benzerdi. Kitap dört ana karakterin etrafında gelişiyor. Onların bakış açısından görüyoruz olayları.
Konusunda da yazdığı gibi yaşanan nükleer felaket sonucu, insanların küçük bir kısmı yapılan gemilerle Dünya'yı terk ederken, geri kalanlar ise ölüme terk edilmişlerdir. Kaynakları sınırlı olan bu gemiler uzay boşluğunda durmaktadırlar. Sınırlı olan bu kaynakları, kontrol etmek ve daha çok insanın yaşamasını sağlamak için sıkı tedbirler almışlardır. En küçük bir suç işleyen yetişkinler idam ediliyor, yetişkin olmayanlar ise hapse atılıyordur. Kaynakların gitgide azalmasıyla Dünya'ya geri dönme planı yapan konsey üyeleri, güvenirliği test etmek için, suçlulardan oluşan 100 kişilik bir grup oluşturur. Dünya'ya gidecek bu kişiler arasında; ailesiyle beraber suçlu duruma düşen Clarke, sevdiği kızı kurtarmak için suç işlemeyi bile göze alan Wells, suçlu olan kız kardeşini korumak için Dünya'ya girmeyi göze alan Bellamy ve sevdiği erkeği son bir kez görmek isteyen Glass vardır... Clarke, Wells ve Bellamy, Dünya'ya gitmek için yola çıkarken, kaçmayı başaran Glass gemide kalmayı başarır. Bir yandan gemideki durumları Glass''ın gözünden okurken bir yandan da Dünya'ya inen üçlünün hayatta kalma çabalarına tanık oluyoruz. Her bir karakterin geçmişiyle tanışırken aynı zamanda onların birbirleriyle olan bağlantılarını da öğrenmiş oluyoruz.
Kitap hakkında ki yorumuma gelecek olursak, fena bulmadığımı söyleyebilirim. Şu sıralar alternatif bir düzenin hakim olduğu kitaplarla çok karşılaşıyorum. Bu kitaplarda onlardan biri... Kitapta ara ara karakterlerin geçmişlerine dönüş yapıyoruz -ki bu kısımlar bana "Lost" dizisini hatırlatan kısımlardan biri ama- hoşuma gitti. Karakterlerin nasıl, oldukları kişi haline geldiklerini öğrenmiş oluyoruz. Bu açıdan etkili olmuş. Yazarın üslubu farklı ve garip bir şekilde akıcı olmuş. Kısaca ilk kitap serinin başlangıcına göre uygun olmuş. Bu tarz roman seven arkadaşların okumasını tavsiye ederim. Şimdiden iyi okumalar! Serinin ikinci kitabında görüşmek üzere:-)!
Kitaba Puanım: 6.5 / 10
Kitabın Yayınevi: GO! Kitap
Kitabın Sayfa Sayısı: 297 Sayfa
Kitabın Fiyatı: 11,05 tl (indirimli fiyatı)
Kitabın Basım Yılı: İstanbul, 2014
Kitabın Arka Kapağı:
İNSANLIĞIN GELECEĞİ ONLARIN ELİNDE
Yaşanan nükleer felaket Dünya'nın sonunu getirmiş, bu büyük felaketten sağ kurtulan insanlar 300 yıl boyunca Dünya'nın yörüngesindeki bir uzay gemisinde varlıklarını sürdürmüştür.
Tükenmeye yüz tutan kaynaklarla koloniyi ayakta tutmaya çalışan yöneticiler, nüfusu kontrol altında tutmak için en sert tedbirleri almakta, hafif suçlar için bile idam cezası uygulanmaktadır. Öyle ki çocuk suçlular on sekiz yaşına geldiklerinde idam edilmektedir. Ama ölümlerini bekleyen bu gençlerin artık çok önemli bir görevleri vardır. Gözden çıkarılmış genç suçlulardan oluşan 100 kişilik bir ekip, geçen zaman içinde yerleşime hazır hale gelip gelmediğini test etmek için Dünya'ya gönderilecektir.
Koloninin geleceği, onların elindedir. Bu onlar için ya ikinci bir şans ya da bir intihar görevi olacaktır. 100 ekibi farklılıklarını, geçmiş hesaplaşmalarını bir kenara bırakıp birleşmeli ve bilinmezlerle dolu Dünya'da hayatta kalmaya çalışmalıdır
Ama ihanetler, sırlar, henüz bitmemiş ve yeni başlayan aşklar bir bir gün yüzüne çıktıkça bir arada kalmaları gittikçe zorlaşacaktır.
Kitap Hakkında Yorumum: Merhaba, arkadaşlar! Yeni bir kitap yorumuyla karşınızdayım... Gerek okulumda ki sınavlardan dolayı olsun gerekse zaman ve koşulların uygun olmamasından olsun yeni kitap yorumu ekleme imkanım olmadı. Ama şimdi finaller sona erdiği ve vermem gereken ödevleri teslim ettiğimden dolayı artık canım blog'umla ilgilenme fırsatı bulmuş bulunuyorum. Bu süre zarfında çok fazla kitap okudum ve hepsiyle ilgili belli başlı düşünceleri aklıma yazdım. Uzun bir aradan sonra ise ilk yorumumu "The 100" ile yapmak istedim.
"The 100", Kass Morgan'ın yazdığı serinin ilk kitabı. Serinin kaç kitaptan oluştuğunu tam olarak bilmiyorum ama şu an elimde birincisiyle ikincisi bulunmakta ve üçüncüsünün de yakında çıkacağını tahmin ediyorum. Aynı zamanda serinin şu anda dizisi çekilmekte, meraklıları seyredebilirler. Şahsen ben seyretmedim ama anladığım kadarıyla kitaptan biraz farklı bir gidişatı var gibi.
Kitabın kapağı ile söyleyebileceğim pek fazla bir şey yok ama kapaktaki "The 100" yazısına baktığımızda , ilk gördüğümde, kitapta mekanik bir düzen bekledim. Biraz aksiyon, heyecan, adrenalin... Yani, en azından kitaptakileri okurken bu karakterlerden bu duyguların yansımasını bekledim. Ama pek umduğumu bulamadım. Kitabı alanlar bilir , burada zaten fotoğrafını paylaşacağım, cilt biraz farklı olmuş. Bu kitabın sayfalarını koruma açısından güzel ama aynı zamanda okurken biraz sıkıntı oluyor. Birinden birini seçmem gerekse ben sayfaları korumayı seçerim, bu yüzden benim için sorun olmadı.
Kitabın konusuna gelecek olursak da, okurken bana biraz "Lost" dizisini hatırlattı. Okurken aklımda canlanan görüntü biraz ona benzerdi. Kitap dört ana karakterin etrafında gelişiyor. Onların bakış açısından görüyoruz olayları.
Konusunda da yazdığı gibi yaşanan nükleer felaket sonucu, insanların küçük bir kısmı yapılan gemilerle Dünya'yı terk ederken, geri kalanlar ise ölüme terk edilmişlerdir. Kaynakları sınırlı olan bu gemiler uzay boşluğunda durmaktadırlar. Sınırlı olan bu kaynakları, kontrol etmek ve daha çok insanın yaşamasını sağlamak için sıkı tedbirler almışlardır. En küçük bir suç işleyen yetişkinler idam ediliyor, yetişkin olmayanlar ise hapse atılıyordur. Kaynakların gitgide azalmasıyla Dünya'ya geri dönme planı yapan konsey üyeleri, güvenirliği test etmek için, suçlulardan oluşan 100 kişilik bir grup oluşturur. Dünya'ya gidecek bu kişiler arasında; ailesiyle beraber suçlu duruma düşen Clarke, sevdiği kızı kurtarmak için suç işlemeyi bile göze alan Wells, suçlu olan kız kardeşini korumak için Dünya'ya girmeyi göze alan Bellamy ve sevdiği erkeği son bir kez görmek isteyen Glass vardır... Clarke, Wells ve Bellamy, Dünya'ya gitmek için yola çıkarken, kaçmayı başaran Glass gemide kalmayı başarır. Bir yandan gemideki durumları Glass''ın gözünden okurken bir yandan da Dünya'ya inen üçlünün hayatta kalma çabalarına tanık oluyoruz. Her bir karakterin geçmişiyle tanışırken aynı zamanda onların birbirleriyle olan bağlantılarını da öğrenmiş oluyoruz.
Kitap hakkında ki yorumuma gelecek olursak, fena bulmadığımı söyleyebilirim. Şu sıralar alternatif bir düzenin hakim olduğu kitaplarla çok karşılaşıyorum. Bu kitaplarda onlardan biri... Kitapta ara ara karakterlerin geçmişlerine dönüş yapıyoruz -ki bu kısımlar bana "Lost" dizisini hatırlatan kısımlardan biri ama- hoşuma gitti. Karakterlerin nasıl, oldukları kişi haline geldiklerini öğrenmiş oluyoruz. Bu açıdan etkili olmuş. Yazarın üslubu farklı ve garip bir şekilde akıcı olmuş. Kısaca ilk kitap serinin başlangıcına göre uygun olmuş. Bu tarz roman seven arkadaşların okumasını tavsiye ederim. Şimdiden iyi okumalar! Serinin ikinci kitabında görüşmek üzere:-)!
Kitaba Puanım: 6.5 / 10
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder