2 Kasım 2014 Pazar

Keşke Senden Nefret Edebilseydim / Lucy Christopher


Keşke Senden Nefret Edebilseydim

Kitabın Yazarı: Lucy Christopher
Kitabın Kapağı:



Kitabın Arka Kapağı: Ben seni görmeden önce sen beni gördün. 
Bir kız: Gemma, havalimanında, ailesiyle tatile çıkmak üzere. 
Gözlerinde öyle bir bakış vardı ki... 
Bir adam: Ty, savaş, bronz tenli, olgun görünümlü, nedense tanıdık, gözleri buz gibi mavi. Sanki beni istiyormuş gibi. 
Kız ailesinden uzaklaşıyor. Bir anlığına. Adam onun kahvesinin parasını ödüyor. Ve içine ilaç atıyor. 
Hem de çok uzun süredir. Gemma ne olduğunu anlamadan Ty onu alıp götürüyor. Kumlara ve sıcağa. Boşluğa ve kimsesizliğe. Hiçliğe. Ve onu sevmesini bekliyor.
 Kurbanın kendisini kaçırana yazdığı Keşke Senden Nefret Edebilseydim Gemma'nın hayatta kalmaya dair ümitsizlik dolu öyküsü. Gemma'nın bedenini çalan Ty, genç kızın içinde çığlık atan tüm içgüdülere rağmen kalbini de çalmayı başarabilecek mi? 
Kitap Hakkında Yorumum: Merhaba, arkadaşlar! Yeni bir kitap yorumuyla karşınızdayım. Keşke Senden Nefret Edebilseydim, orjinal adı 'Stolen'  yani 'çalınmış' manasına gelen farklı tarzda yazılmış bir kitabımız. Açıkçası kitabın konusunu ilk okuduğumda hiç bir şey anlamadım. Cümleler saçma sapan olmuş, yazım hataları var yani ne bileyim... Okuduktan sonra düşününce, insanlara kitabın içeriğini tam anlatan bir arka kapak yazısı olmamış. Sadece " Bu arkadaşlar ne demek istemiş acaba?" diye merak ettiğim için başladım. Okuyacak olan arkadaşları şimdiden uyarıyorum kişiye göre sıkılabilirsiniz de sıkılmayabilirsiniz de...
Kitapta Ty Gemma'yı aslında on yaşından beri tanıyor, tabi biz bunu biraz geç öğreniyoruz. Gemma havaalanında ailesiyle uçaklarını beklerken tanıdık bir sima dikkatini çeker. Nerden olduğunu bilmese de onun gözlerindeki bakış aklından çıkmaz. Havaalanında bir kafeden içecek aldığında ve parası yetmediğinde onun yerine parasını ödeyen yine aynı yabancıdır. Bir süre birlikte oturup kahve içen Gemma bu yabancıdan -ki ismi Ty- hoşlanmaya bile başlar. Konuşmaları sırasında gitgide aklı bulanan Gemma, Ty'ın kahvesine bir şeyler attığını anlar. Gemma göz açıp kapayıncaya kadar kendini Avustralaya'nın ortasında kuş uçmaz kervan geçmez bir yerde bulur. İlk başlarda Ty'ın kendisini öldüreceğini sanan Gemma kaçmaya dair her şeyi deniyor, kitabın sonuna kadar bundan asla vazgeçmiyor. Ty ise onu ne öldürmek niyetinde ne de başka bir şey sadece Gemma'yı sonsuza dek yanında tutmak istiyor. Üstelik sonsuza kadar yetecek malzemelerle dolu depolarla bunun hiçte zor olmayacağını düşünmektedir. Sonuçta o Gemma'nın hayatını kurtarmıştır, Gemma neden onunla kalmak istemesin ki?
Her şey bu kadar kolay değil tabiki... Gemma birisi, sizi isteğiniz dışında tutunca gösterilmesi gereken her türlü tepkiyi gösteriyor. Aklında ihtimaller ihtimaller üstüne. Düşünceleri öyle bir noktaya geliyor ki kendini öldürmeye bile kalkışıyor ama bu teşebbüsünde bile başarısız oluyor. Gemma'nın kaçmaktan hiç vazgeçmemesi bu bakımdan çok mantıklı olmuş. Kitapta bana mantıklı gelmeyen kısım ise en başta Ty'ın kızı kaçırdığı bölümdü. Kız ilacın etkisindeyken sarhoş gibi, hareketlerinin farkında değil ama diğer yandan Ty onu havaalanında yönlendirirken öyle bir şekilde yürüyor ki güvenlik görevlileri garipsemiyor. Kızı soran tek kişi Avustralya uçağında ki biri. Soran kişiye  Ty kızın içkiyi fazla kaçırdığını ve balayında olduklarını söylüyor. Yani kız 16 yaşında hem evli hem içki içiyor. İnsan biraz olsun merak etmez mi? Kız zaten kendinde değilken falan bile kılık değiştiriyor.
Ty ise ayrı bir dünyada. Kızın ona karşı tüm tavırlarına rağmen büyük bir sabırla onun için en iyisinin bu olduğuna ikna etmeye çalışır. Çünkü Ty onu ailesinin, arkadaşlarının yalanlarından ve ikiyüzlülüklerinden ayrıca kalabalık şehrin sıkıntılarından kurtarmıştır. Peki Gemma kurtarılışın farkına varacak mıdır? Ty sabrının karşılığında kendisindeki kadar büyük bir  aşkla Gemma'yı kendine bağlayabilecek mi? Gemma çabaları sonucunda evine dönebilecek mi? Bunları öğrenmekte sizlere kalmış. İyi okumalar...
Kitaba Puanım: 6.5 / 10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder